Permakültürle Para Kazanmak

Dünyanın döngüleriyle barışık bir yaşam, isteklerimizi azaltmakla başlıyor. Hayatımızı basitleştirmek, sahip olduğumuz şeyleri azaltmak bir mantalite değişikliği.

Kolay değil.

Şehrin hızlı yaşamı içinde 9-5 çalışan, kredi kartı borçları yüklü, evli ve çocuklu birisiyseniz “basitleşmek” daha da zorlaşıyor.

Bugün evdeki interneti kessem 2 dakika sonra iç savaş çıkar.

Kapitalist sistem de modern köleliğimize pranga üstüne pranga vuruyor.

Sosyal medyada permakültür ile para yapma konusu her zaman tartışılıyor. Genelde permakültür sistemleri ile üretilmiş gıda ürünlerinin pazarda satılmasına odaklı çözümler üretiliyor. Benim permakültürden gelir elde etme metodum biraz daha farklı. Sadece gıda değil başka kalemlerde de ürünler ortaya çıkartılabilir ve “satışı” yapılabilir.

Şu bir gerçek ki permakültür ile zengin olmuş kimse yok. Tabii
burada zenginliği sadece para ile sınırlıyoruz. Esas zenginlik daha önce yazdığım Kaynaklar ve Zenginlik yazımda gizli.

Permakültür ile para kazanmak aslında hatalı bir yaklaşım tarzı. Esas olarak “paraya olan ihtiyacımız azaltmak” ve “ihtiyacımız olan şeyleri üretecek bir sistem kurmak” çok daha önemli ve uzun vadede kazandıracak yaklaşımlardır.

Ama şunu da bilin ki paraya olan ihtiyacı azaltmak ve üretken bir sistem kurmak bir gecede olacak bir iş değil. Bu yolda zorluklar, sabotajlar, kıskançlıklar olacak ve sizin tek dayanağınız bu işi yapmak için duyduğunuz arzu olacaktır.

Permakültür belli sistemlerin simbiyotik olarak çalıştığı, üretken ve aynı zamanda doğa dostu bir bilimdir. Biyoçeşitliliği sağlamak için farklı sistemlerin bir araya geldiğini düşünürsek, para kazanmak için de tek bir kaleme güvenemeyiz. Sadece gıda üretiyorsanız (çeşitli gıdalar olsa bile) sistemin sekteye uğraması sonucu gıdadan gelen gelir kaybolur. Başka gelir kapınız yoksa durum kötü.

Diğer gelir kapılarını aşağıda açıklayacağım ama önce gıda yetiştirme işine bir bakalım.

Ticari amaçlı gıda yetiştirmek istiyorsanız bu işe bir prototiple başlamanızı öneririm. Öncelikle çekirdek ailenize pazar kalitesinde gıda üretmeniz şart. Bu üretimde hem işi öğreneceksiniz hem de ne kadar işgücü gerekiyor farkına varacaksınız. Bu planlama aşaması sizin çıraklığınız olacak; öğretmende toprak.

Aileniz için yeterli miktarda et, balık, süt, yumurta, sebze, meyve yetiştirdiğinizde bu işin aslında nasıl yapıldığını, planlardaki iyileştirmelerin nasıl etki edeceğini, ticari üretim için sistemi büyüttüğünüzde nasıl tepki vereceğini bilirsiniz.

Aileye yetecek gıdayı üretecek planı yapmak kendi kendine yeten, sürdürülebilir bir hayat için ilk adımdır.

Toprak ve iklimler size nasıl gıda üreteceğinizi öğretirken sizde sistemlerin uçlarını nasıl birbirine bağlayacağınızı, tasarımın esnekliğinin nasıl sağlandığını ve gelirin kazara değil, planlı programlı kazanıldığını öğreneceksiniz.

Bugün tohum dikmeyen kişi yarın da hasat edecek ürün bulamaz. Dikim ile hasat arasında da susuzluk, mevsim problemleri, dolu, sel, yaban hayat zararı, sümüklü böcek, kuşlar, komşunun sıktığı zehir ilaçları, sabotaj, bankalar, hastalıklar, zamanlama vesaire gibi pek çok risk var. Bu risklerin yönetimi de size kalıyor.

Para kazanma isteği sizi paragöz yapmıyor ve amacımız da çok zengin olmak değil. Seçtiğimiz hayatı rahatça yaşayacak kadar olsa yeter. Kefenin cebi yok.

Günümüzde bir toprak sahibi olmak beraberinde çeşitli vergileri de getiriyor. Bir de elektrik, su, internet, telefon gibi hizmetlerden yararlanayım derseniz giderler artıyor. Daha topraktan para kazanmaya başlamadan eksiye düşmüş oluyoruz.

Tabii ki başımızı sokacak bir ev her şeyden önce gelir. Arazinin içinde ev yoksa, ilk iş bu evi yapmak olacak. Ev deyince dubleks, 6 odalı filan aklınıza gelmesin. Bir yurt, çadır, saman balyasından yapılmış dört duvar bile işinizi başlangıçta görür.

Sonra evin yakınında bir kaç sebze tohumu ve bir iki ağaç fidesi dikerek başlayın. Permakültür kursu almış olanlar ilk öğretilen gözlem ve planlama konularını hatırlarlar. Arazideki kaynakların, giren ve çıkan enerjilerin listelenmesi planınızı yaparken size yardımcı olacaktır.

  • Bir inek otları gübreye çevirir.
  • Budamadan çıkan dallar biyoaktif kömür yapılır.
  • Otsu bitkiler kompost yapılır.
  • İnsan dışkısı ve çiş kompost yapılarak gübreye dönüşür.
  • Mutfak ve banyodan çıkan gri su gıda ormanını besler.
  • Arı kovanı polenlemeye ve alkol yapımına yardımcı olur.
  • Gölet böceklere yuva olur ve balıkları besler.
  • Çok çeşitli meyve ağaçları bize ve hayvanlarımıza gıda sağlar.

Aşağıdaki gibi bir akış şeması çizerek elinizdeki kaynakların uçlarını nasıl bağlayacağınızı görebilir ve kullanılacak/satılacak ürünleri saptayabilirsiniz.

Bu akış şemasını bir kere oturtup düzenli olarak üretime geçtiğinizde hem yapılacak işlerin miktarını hem de işleri büyütüp pazarda satışa geçerseniz ne kadar büyüyebileceğinizi tahmin edebilirsiniz.

Tabii ki para kazanmak için ticari kafanın da olması gerekiyor. Eğer permakültür prensiplerini ticari hayata uygularsanız etik olarak ticaret yapabilirsiniz.

Yukarıda ki akış şemasından hareketle, bir kere kaynakları listelediğinizde kendinize şu soruyu sorun:

Yapacağım en az destekle en kârlı üretimi hangi alanda yapabilirim?

Tabii satış ve pazarlama da çok önemli. Pazarda satmak yerine beş yıldızlı bir restorana satmak daha fazla gelir getirebilir.

  • Kamyonet yerine bisiklet ile dağıtım yapmak benzinden, mazottan kâr ettirir.
  • Restoran şeflerine bahçenize gelip ürün toplamalarını söylerseniz, hasat, yıkama, kurutma, paketleme ve ulaştırma gibi işleri yapmazsınız.
  • Farklı zamanlarda olgunlaşan elmalardan bir bahçe yapıp elma hasadını mevsime yaydığınızda, her zaman elmanız olur ve aynı zamanda da birden bire hasat edilen bir ton elmayı ne yapacağım diye düşünmezsiniz.
  • Tıbbi bitkiler üretip alternatif tıp uzmanlarına satabilirsiniz. Mısır yetiştirmek yerine balık yetiştirebilirsiniz.
  • Tek yıllık bitkiler yerine çok yıllık bitkiler yetiştirebilirsiniz.
  • Böğürtlenin raf ömrü kısadır ama böğürtlen reçelinin uzundur.

Polikültür ile pek çok ürün yetiştirmenin tek dezavantajı toptancıların istediği miktarda tek kalem ürün yetiştirememek. Fakat belki de bu bir avantaj. Toptancıya satıp da zarar etmeyen üretici var mı etrafınızda? İhtiyaç olup da üretilmeyen ürünleri bulup üretmek daha fazla kazandırabilir.

Bu işleri yaparken bir yandan da bunları insanlara nasıl öğretebileceğinizi düşünüp, konuşmalar, sunumlar hazırlayın. Blog yazıp video çekin ve her yaptığınız iş için bir eğitim hazırlayın. Bu eğitimleri düzenli olarak verdiğinizde işte size bir gelir kapısı daha. Bir süre sonra çiftlikte ki işleri iş arkadaşlarınıza bırakıp konferanslarda konuşma yapar hale geleceksiniz. Belki bir kitap bile yazabilirsiniz.

Ben 2009’dan beri çeşitli konularda blog yazıyorum. Peynir yapmaya başladığım da tarifleri de yazmaya başladım ve Artizan Şarküteri kitabım ortaya çıktı. Peynir, yoğurt ve tereyağı kurslarını geliştirip düzenli olarak verdim. Doğal arıcılığa başladığımda literatürü tamamen taradım ve forumlarda çok yazıp çizdim. Tüm notlarımı derlediğimde Artizan Arıcılık kitabım ortaya çıktı. Şimdi doğal arıcılık konusunda kurslar veriyorum. Irımtüzene ilk başladığımda Türkiye’de yapan yoktu. Blogda yazmaya başladığımda hiç yorum gelmiyordu. Irımtüzen hakkında Türkçe içerik üretmeye devam ettim, elbet bir gün birilerinin işine yarayacaktı. Irımtüzen kitabımı yazıp yayınladım. Şimdi ırımtüzen üzerine kurslar veriyorum. Bunları geliştirmem zaman aldı tabii ve halen daha yenilemeye de devam ediyorum. Şimdi doğal tarım üzerine çalışıyorum ve bir permakültür kitabı yazıyorum.

Kârlı bir sistem kurmak 3 ile 5 yıl alıyor. Ayrıca bu işin ciddi olarak ele alınması gereken analiz ve tasarım evresi de var çünkü para kazanılacak tüm kalemler bu analiz ve tasarlama sırasında belirleniyor.

Posted in Permakültür, Türkçe and tagged , .

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.