Fermente İçkiler ve Tıbbi Bitkiler

Yıl 1516. Avrupa’da kilise gittikçe güçleniyor. Ama Doğu Avrupa’da Şamanizm hala güçlü ve Şamanizm geleneklerindeki fermente içecekler ki pek çoğu kullanılan sanrısal mantarlar yüzünden beyin ve zihin açıcı halen daha evlerde yapılmakta ve içilmekte. Kendi tanrılarına ulaşmak için de kullanıyorlar bu fermente içecekleri. Özellikle şaman ayinlerinde kullanılan içecekler bunlar.

Tanrı ile insanlar arasına girmeye çalışan kilise durumun farkında ve bira ve bal şarabında sanrısal mantarların kullanımını engellemeye çalışıyorlar. En sonunda Belçika’da 1516 yılında yaptıkları lobi başarılı oluyor ki Bavarian Purity Act (Bavyera Saflık Yasası) ortaya çıkartılıyor ve tüm fermente içeceklerde sanrısal mantarların kullanımı yasaklanıyor.

Ne tesadüftür ki akabinde rahip Martin Luther katoliklere karşı protestanlığı ortaya çıkartarak ortalığı epey karıştırıyor (1517-1520 arası). Doğruluğu kanıtlanmayan bir fıkraya göre de, Avrupa’da bir yerlerde kilise parayla cennetten yer satıyormuş. Martin Luther bu kiliseye gidip bütün cehennemin kaç para olduğunu sormuş. Herkes cennetten yer alırken Martin cehennemin tamamını kelepir fiyatına almış. Kiliseden aldığı tapuyu da şehir meydanına asıp, cehennemin tamamı bana ait ve kimseyi de içeri almıyorum demiş. Ya Martin reyiz, sen nasıl bir kralsın yaaa. Siz ondan sonra seyreyleyin gümbürtüyü. 16. yüzyıl amma şenlikli yüzyıl ha.

Martin Luther

Müslümanlık bir tık ileri giderek alkolü de yasaklıyor. Çünkü Allah ile insanın arasına tarikatlar, şeyhler gibi Müslümanlıkta olmayan, sırf toplumları yönetebilmek için gerekli şeyler sokulması gerekiyor. Herkes kendi ruhsallığına, tanrısına, Allah’ına şarabını içip, cigarasını çekip istediği gibi ulaşırsa çeşitli güç odağı gruplarına da ihtiyaç olmaz tabii.

Orta doğu ülkelerinden İran, Libya ve Suudi Arabistan’da alkol kullanımına ceza var ama insanlar gizlice bulup içiyorlar. Libya’da karaborsa alkol bulmak çok kolay, İran’da ise ev yapımı likör ve bira çok seviliyor ve halk önünde kırbaç cezası olsa da Suudi Arabistan orta doğudaki tüm alkolün yarıdan fazlasının içildiği yer. 2001-2011 yılları arasında orta doğu alkol pazarı %72 büyümüş. Dünya ortalaması %30 civarında. Neyi kime yasaklıyorsun birader.

21. yüzyılın küresel güçleri (global ilaç ve tohum firmaları) neyse tarikatlar, şeyhler, hacılar, hocalar da aynıdır. Birisi doğal gıdaya erişimimizi diğeri Allah’a erişimimizi kısıtlıyor. Zaten geriye de başka bir şey kalmıyor. Herkes cebini doldurmaya çalışıyor. Herkes bir şeyleri gizlemeye, kendi ajandalarını yürütmeye, ayakkabı kutusunu doldurmaya çalışıyor. Tarikatların uyuşturduğu beyinler, şarabın, rakının uyuşturduğu beyinlerden çok daha tehlikeli bence.Şarabın etkisi sabaha geçiyor ama tarikat uyuşturması nesiller boyu devam edebiliyor. Birde tabii tarikat ile uyuşturulanlar bunun farkında bile değil.

Düşünün bir anzer balından mey yapsak nasıl olurdu. Rodhodendron familyasından orman güllerinin sunduğu alkoloidler arılar tarafından nektar ile toplanıp bala dönüştürülüyor. Şifalı ya da zehirli bal diye geçer. Anzer meyi ile tekrar şamanik kökenlerimize dönmek olası belki de. Bu şarabın akademik düzeyde araştırması yapılsa, hangi hastalıklara iyi geleceği ortaya çıkartılsa çok güzel olurdu.

Bitkilerle tedavi bizim kültürümüzde oldukça yaygın ve hatta kitaplar yazılıyor. Kimin babaannesinin bir kaç gizli tarifi yok ki? Bu kitaplardan en iyisi diyebileceğim Nazım Tanrıkulu’nun Tıbbi Bitkileri Doğru Kullanma Rehberi isimli kitabının ikinci baskısıdır.

Nazım Tanrıkulu – Tıbbi Bitkileri Doğru Kullanma Rehberi

Daha ilkokuldayken baharat dolabındaki baharatları karıştırıp (hiç bir şey bilmeden tabii) karışımlar yaptığım ve bunları yiyip özel güçler kazandığımı hayal ettiğim olmuştur. Gölgelerin gücü de diyebiliriz buna. Şimdi bahçemde tıbbi bitkilerden bir kaçını da yetiştiriyorum.

Biberiye, sarı kantaron, ardıç ağacı tohumları, mürver, muskat, bergamot, süpürge otu (Calluna vulgaris), kardamom, papatya, lavanta, ada çayı, sumak, melek otu gibi baharat ve bitkilerle çok güzel, keyif verici, zihin açıcı bal şarabı yapmak mümkün.

Evde yapmak daha karlı

Şimdi gelelim tarife. Genel tarif 4 litrelik bir damacanaya 1 kilo bal koyup üzerine 4 litreye veya damacananın boğumuna kadar gelecek biçimde temiz su doldurmak ve sonunda da gerekli baharat, maya ve otları atıp hava kilidini takarak 6 aylık ön fermenteye bırakmak. Bu tarif orta derecede tatlı bir mey üretecektir. Ben tatlı sevdiğim için genelde 1.6 kilo bal kullanıyorum. Kullandığım bal normal çiçek balı. Özel aromalı bir bal değil. Kestane, ceviz, anzer, ıhlamur, portakal çiçeği, manuka gibi aromalı bir bal bulursanız tarif sadece bal, su ve maya ile yapılmalı ki o aroma kaybolmasın.

Şu kehribar rengine bakar mısınız?

Genel bir baharat karışımı tarifi yok. Mürver ve muskat beraber kullanılabilir. Ardıç tohumları ve bergamot iyi gider. Sarı kantaron tek başına iyi olur. Melek otu kökleri ve ada çayı iyi gider. Papatya ve lavanta ile portakal karışımı iyi gider. Hoşunuza gidecek karışımı bulmak için denemeler yapmanız gerekiyor.

Yaptığım bal şarapları

Maya olarak kuru ekmek mayası ve eğer bulabilirseniz Lalvin D47, Cote De Blanc, EC1118 gibi mayalar zaten bal şarabı mayaları.

Bir kaç kez deneyin, göreceksiniz her seferinde çok iyi bir şarap elde edeceksiniz. Kolay gelsin.