Blogumun düzenli okuyucuları genelde permakültür, peynir yapımı, doğal yaşam gibi konuları görmeye alışık. Bu yazdığım gitar ve müzik konulu yazılar biraz blogun dışında kalıyor ama yeni bir blog açıp oradan yayınlamak yerine mevcut blogumdan yayınlamayı seçtim. Sosyal medyada bu yazıları yazıyordum sonra dedim bare bloga koyayım herkes yararlansın hem de bir kaç resim filan da koyarım. Çevrenizde gitar çalan ve müzik ile uğraşanlara haber verirseniz sevinirim.
Ben liseden beri elektro gitar çalıyorum. Daha sonra Tünel’de NewSound, Cengiz Abinin yanında gitar tamirinde çalıştım. Lise bitene kadar takıldım orada. Üniversite, iş güç derken gitara pek odaklanamadım ama hobilerimden bir tanesidir. Şimdi elli yaşımda tekrar ilgilenecek zamanı buldum. Baktım bu konularda FB ve Discord gruplarında çok soru soruluyor, bir kaç bildiğim konuyu yazayım dedim. Umarım işinize yarar.
Bu yazımda elektro gitarın bilgisayara nasıl bağlanacağına bakacağız.
Öncelikle gitarımıza bakalım
Bu gitar normal olarak amfiye bağlandığında gürültü yapmadan temiz ses veriyor mu?
Gitarımızın entonasyonu nasıl? Gitarın fretlerinden doğru notalar çıkıyor mu?
Çalarken akordu kaçıyor mu?
Problemsiz bir gitar, her fretinden doğru nota çıkan, çalarken akordu kaçmayan, kullanımı rahat, gürültüsüz bir gitardır. Gitarınız hiç luthier yüzü görmediyse, bir gitar ustası bulup entonasyon ve servis yaptırmanızı şiddetle tavsiye ederim. Bu işleri youtube videosu seyredip yapmak gerçekten çok zor ve yarardan çok zarar veriyor. Tel değiştirmeyi, klavyeyi yağlamayı, tellerin değdiği yerlere kayganlığı sağlayıcı şeyleri sürme gibi konuları bildiğinizi farz ediyorum.
Gitarınızda paslanmış eşik, kırılmış akort kulağı, yenmiş fretler, jakı sesi bazen kesen bazen hışırtı yapan, paslı telli, pis klavyeli durumlar varsa buları giderin. Gitarın iyi olması pek çok sorunu oluşmadan ortadan kaldırır. İyi bir stüdyo gitarı sık sık luthier görmeli, telleri değiştirilmeli, ve her kullanımdan sonra temizlenip yağlanmalıdır.
Sonra kablolarımıza bakalım
Kablolarınızı ne zaman değiştirdiniz?
Berlin duvarının yıkılmasından beri aynı kabloları kullanıyorsanız, bunları değiştirme zamanı gelmiştir. Eliniz lehim yapmaya yatkınsa metre ile satın alacağınız enstrüman kablosuna, ucuza alacağınız jackları lehimleyebilirsiniz.
Lehim bilgi ve deneyiminiz yoksa piyasadan enstrüman kablosu temin edin ve gürültüsüz çalıştığına emin olun. 3 yada 5 metrelik kablolar yeterlidir. Daha uzunları tonda kaybolmaya neden olur. Benim ev kablolarımın hepsi 3 metre.
Bu arada gitar çalıyorsanız lehim yapmayı öğrenin ve bir lehim aleti alın derim.
Pedallar
Hali hazırda pedalınız varsa ve kullanmak istiyorsanız güzel ama yoksa problem de değil. Gitar ile ses arayüzü arasına pedalları koyabilirsiniz. Ama unutmayın, bu pedallarla vereceğiniz efektleri elektronik olarak plug-in yazılımları ile de verebilirsiniz. Pedal olayı başlı başına bir konu. Bu pedalların doğru adaptörler ile beslenmesi ise bambaşka bir konu. Pil kullanmıyorsanız pedal olayına ağırlık vermeyin bence. Zaten pedallarla yapılabilecek pek çok efekt plug-inler ile de yapılabiliyor. Ayrıca ucuz pedalların hepsinde çok fazla dip gürültüsü var ve bunlar zaten kayıt amacıyla yapılmamış.
Harici distortion pedalı kullanacaksanız, muhakkak noise gate kullanın ve iyi ayarlayın ki çalmadığınız anlarda gürültüyü kessin. Çünkü o gain potunu sonuna kadar açacaksınız, di mi?
Ses Kartı/Arayüzü
Gitarı direk bilgisayarın arkasındaki mikrofon ya da line-in girişine bağlayamıyoruz. Çünkü gitarın empedansı bu girişlere uygun değil ve çok büyük ihtimalle boğuk veya bozuk bir ses alırsınız. Aslında bilgisayarda doğrudan bir gitar girişi olsa çok iyi olurdu ve ekstra para harcamaktan kurtulurduk. Teknik olarak zor bir iş de değil, neden yapmıyorlar anlamıyorum.
Piyasada satılan ses arayüzlerinden SounBlaster K3+ ya da Audient iD4 MII öneririm. Bu ses kartı en fazla para harcayacağımız bölüm. Piyasada ucuza satılan arayüzler çok fazla dip gürültüsü yapıyor ve kaydettiğiniz kanallarda temizlenmesi imkansız gürültü bırakıyor. Kaydettiğiniz gitardan nefret etmek istemiyorsanız ve tekrar para harcamaktan kaçınmak için ilk başta yatırımı doğru yapın derim. Sonuçta burada yapacağınız yatırım size iyi bir kayıt imkanı sunacak. Ayrıca bu yüksek gürültülü ucuz cihazlar yaratıcılığı da bitiriyor.
Benim ilk gitar prosesörüm Line6 POD idi. Bunun kulaklık çıkışını stero olarak bilgisayarın Line-in girişine direk bağlamıştım ve çok güzel bir kayıt yapmıştım. Yazılım olarak da açık kaynak Audacity yazılımını kullanmıştım. Sene 2000 idi ve her şey çok güzel yerli yerine oturmuştu. Çok temiz bir dijital kayıt yapmıştım. Bazı kaidelere uyduktan sonra bu hiç de zor değil.
Kullandığınız amfi veya prosesörün line-out veya kulaklık çıkışı varsa (USB varsa daha da iyi), direk bilgisayara bağlanabilir. Bunun için uygun kabloyu bulmanız gerekiyor. Çok zor değil.
Hali hazırda bir amfiniz varsa ve sesini beğeniyorsanız bu amfiyi bir mikrofonla kaydedebilirsiniz. Bu yöntemde mikrofonun kalitesi ve amfinin önünde, nerede durduğu çok önemli. Hatırlarsanız bilgisayarın on-board ses kartında mikrofon girişi vardı. Fakat çoğu yeni bilgisayarda bu mikrofon girişi genelde kulaklık çıkışına entegre edilir. Yani aynı jack üzerinden hem kulaklık bağlanır hem de mikrofon. Bunu ayırmak için ya kendi kablonuzu yapacaksınız ya da hazır kablolardan alacaksınız. Böylece ses arayüzü gereksinimi ortadan kalkıyor ama iyi bir mikrofon gereksinimi geliyor.
Bir amfinin kulaklık çıkışını bilgisayara direk bağlayacaksanız, LineIn girişini kullanın. Kulaklık çıkışının sinyali genelde LineIn için yeterli oluyor. Eğer seste patlama varsa amfiden sesi kısmanız gerekir.
Topraklama
Kayıt sırasında istenmeyen gürültüler genelde topraklamanın doğru dürüst yapılmamasından kaynaklanıyor. Sound Blaster K3+ arkasında topraklama vidası var. Bunu bir kablo ile bilgisayarın kasasında metal bir yere bağlamak gerekiyor. Gitarın, pedalların, ses kartının, bilgisayarın ve 220V kablolarının doğru topraklandığından emin olun. Kullandığınız prizleri ve uzatma kablolarını da kontrol edin.
Tüplü anfilerin topraklama problemleri yüzünden çok gürültülü olduğuna defalarca şahit oldum. Eski tüplü anfilerde iki kablolu (faz ve nötr) oluyor. Bunlar zamanımıza uyarlanıp üç kabloluya dönüştürülünce (faz, nötr ve toprak) genelde toprak bir amfide bir yere bağlanmıyor.
Bilgisayar
Pek çoğumuzun bir PC kullandığını varsayıyorum. Ve bu PC içinde fanlar var. Bunlar gürültü kaynağıdır. Öncelikle ana kartın kasaya doğru biçimde vidalandığından emin olun. Doğru vidalanmamış veya eksik vidası olan bir ana kart topraklamanın doğru yapılmamasından dolayı gürültü yapar. Fanların monte edildiği vidalar varsa bunları da kontrol edip sıkıştırın. Laptop kullanıyorsanız problem yok.
Bir elektrik süpürgesi veya hava spreyi ile bilgisayarın alüminyum soğutma panellerinde, fanlarında, güç kaynağında toz kalmayana kadar temizleyin. Bir fırça ile yapışık tozları da iyice alın. Ben ayrıca CPU ile soğutma paneli arasındaki, ısı geçirgenliği sağlayan termo kremi dahi yılda bir kez yeniliyorum ki CPU doğru olarak soğutulsun.
Bilgisayarınız çok gürültülü ise kasanın etrafına yumurta kartonundan kutu yapın. Hava alacak bir yer de bırakın. Böylece gürültüyü izole etmiş olursunuz. Mikrofon ile amfiden kayıt yapıyorsanız bu gerekli. Eğer gitar çalarken manyetikler radyo veya hum kapıyorsa bir yerlerde topraklama yok demektir. Bunu bulup gidermeniz gerekiyor. Bazen de bilgisayar karşısında gitar çalarken elektro manyetik alana maruz kalan manyetikler (özellikle single) gürültü kapabiliyor. Açınızı değiştirip gürültüsüz bir yön bulmaya çalışın.
Ben ilk başlarda PC ile başlamıştım ama bir kaç öneriden sonra bir MacBook aldım. 8 Gb ve 512 Gb disk evde kendi başına takılmak için ideal bence. Çok fazla plug-in açayım, kaydettiğim sesin üzerinde oynayayım, araya bas ve davul plug-in’i ekleyeyim derseniz biraz daha güçlü bir Mac gerekebilir.
Yazılım
Şimdi yazılımlara bakalım. PC enstrüman bağlamak için tasarlanmadığından dolayı ekstra bir yazılıma ihtiyacımız var. Bu yazılımın adı ASIO4All ve ücretsiz. Audio Stream Input/Output ingilizce kelimelerinin baş harflerinden gelen ismi bizim gitar sesini gerçek zamanlı olarak duymamızı sağlayacak. Yani gitarın teline vurduğunuz anda hoparlör veya kulaklıktan aynı anda sesini duyacaksınız. Bu yazılım olmadan alacağınız ses biraz geç gelir. Yani tele vurduktan yarım yada 1 saniye sonra sesi duyarsınız ki Dünya üzerinde insanı bu kadar fitil eden başka bir şey de yok. Bu tür bir sürücünün işletim sistemi ile niye gelmediğini merak ediyor insan. Teknik olarak bu da çok zor değil.
Apple Mac kullanıyorsanız ASIO4All gerekmiyor. Çünkü birileri Mac bilgisayarlarını tasarlarken biraz daha kafa yormuş.
İkinci yazılım kayıt yapacağımız ve bu kayıt üzerinde oynamamıza, efektler kullanmamıza izin verecek stüdyo kayıt yazılımı. Genelde Digital Audio Workstation (DAW) olarak geçiyor. Ben Reaper isimli, kişisel kullanım için lisans ücreti en düşük yazılımı kullanıyorum. Piyasada açık kaynak veya ücretsiz ama çoğu fonksiyonu kapalı yazılım mevcut. Ableton, Cubase gibi yazılımların da ücretsiz sürümleri satın aldığınız ses arayüzü ile geliyor olabilir. Audient iD4 gitar için Torpedo firmasının bazı cab simülasyonları ile de geliyor. Satın alırken araştırmanızı yapın ve ona göre alın.
Stüdyo Monitör Hoparlörü
Ben dandik masaüstü hoparlörü kullanıyordum. Epey bir süre kullandım. Sonra ikinci el bir stüdyo monitörü aldım. Bu geçiş resmen tüplü radyodan transistörlü radyoya geçiş gibi bir şey. Z kuşağı ne dediğimi anlamadı ama olsun. Ses kalitesi o kadar yükseliyor ki bir daha geriye gitmek imkansız hale geliyor. İyi bir kulaklık da işinizi görür ama stüdyo monitöründen kaydınızı veya müzik dinlemek gibisi yok. Gitarın sesi de stüdyo monitöründen çok daha güzel duyuluyor.
Eğer hoparlör yoksa iyi bir kulaklık da işinizi görür, ev halkı da biraz rahat eder. Kulaklık kablolu olmalı ve noise cancelling gibi özelllikleri olmaması gerekir. Burada harcadığınız para kadar kalite alırsınız.
VST dünyasına girişi
Virtual Studio Technology kelimelerinin baş harflerinden gelen ismi ile stüdyo aleminde genel olarak kabul edilmiş bir standarttır. Bu standartta yazılmış yazılımlar herhangi bir DAW ile açılıp kullanılabilir. Örneğin Neural DSP firmasının Archetype:Petrucci plug-in yazılımını satın aldığınızı var sayalım. Bu yazılım kendi başına, DAW ihtiyacı olmadan çalışabildiği gibi bir DAW ile VST olarak da çalışabilir ve kaydettiğiniz audio kanalının üzerine efekt olarak gelerek sesi tamamen değiştirebilir.
Net üzerinde ücretsiz bulabileceğiniz pek çok VST mevcut. Bunların bazısı efekt pedalı yerine geçiyor, bazısı piyano, org, bazısı davul, bazısı da synth olarak iş görüyor.
Gitar konusunda NAM en ünlüsü ve açık kaynak olması (ücretsiz) çok iyi. BYOD açık kaynak pedal platformu da oldukça iyi. GitHub üzerinde ücretsiz VST ve program bulmak olası.
NAM bir programa VST olarak yüklenmeden çalışmıyor. Almanya’dan bir firma NAM’ın çalışacağı bir kutu yapıp pedal olarak kullanmanıza izin veriyor.
Ses düşürücü ve güzelleştirici
Tüplü anfiler bildiğiniz gibi 15-20 watt ses verebiliyor. Evinde efendi efendi gitar çalacak adam için bu güç, kontrolsüz bir güç 🙂 . Sesini açmadan da doğru dürüst bir gitar sesi duymak imkansız. İşte burada imdadımıza attenuatör dediğimiz cihazlar yetişiyor. Bu cihazlar amfinin hoparlör çıkışına balanıyor ve amfiden sesi açarken bu cihaz üzerinden sesi kısabiliyorsunuz.
Sadece sesi kısmak değil, IR yüklemek, tüplü amfiyi kulaklıktan dinlemek, tüplü amfiyi bilgisayara kayıt edebilmek, CABSim yüklemek, delay ve reverb vermek, ekolayzır eklemek, amfinin tüplerini elektronik olarak değiştirmek gibi bir dizi işlemi de yapabiliyorsunuz.
Piyasada Boss Waza tube amp expander, Torpedo Captor X, UA OX Amp Top Box gibi pek çok seçenek mevcut. Tüplü amfiye bayıldığımız para yetmiyor bir de bunu alıyoruz.
MIDI Dünyasına Giriş
Musical Instrument Digital Interface (MIDI) elektronik müzik aletleri ve yazılımların konuşabilmesi için geliştirilmiş bir protokoldür. DAW üzerinde bir kanal açtığınızda ya ses kanalı olacaktır ya da midi. Midi seçerseniz örneğin bir VST davul plug-in kullanarak bir davul ritim koyabilirsiniz. Daha sonra bu davulların seslerini değiştirerek farklı şekillerde çalınmasını sağlayabilirsiniz. Midi uyumlu orgunuzu bilgisayara balayıp davulları kalvyeden çalabilirsiniz veya akor altyapısını orgdan çalıp kaydedebilirsiniz.
Ayrıca bazı midi cihazlarının kanal değiştirmesini veya bazı değerleri yükseltip alçaltmasını da sağlayabilirsiniz. Örneğin şarkı clean ton ile başlayıp bir yerden sonra distortion ile devam ediyorsa bu geçişi midi ile otomatik yapmanız mümkün. Ya da şarkını solo kısmında wah-wah efektinin açılıp kapanmasını istiyorsanız bu geçişleri midi ile otomatik yapabilirsiniz. Ne kadar tembel olduğunuza bağlı
IR Dünyasına Giriş
İsmi Impulse Response kelimelerinin baş harflerinde gelir.
Impulse enstrümanın kuru sesidir.
Response ise bu kuru sesin bizim kulağımızda duyduğumuz son halidir.
Bu “son ses” belli pedallardan, amfi ve hoparlör kombinasyonundan geçerek bulunduğu ortama dolar ve duvarlardan, mobilyalardan sekerek kulağımıza gelir. IR bu kulağımıza gelen son sesi simüle etmeye yarar. Adeta o görüp imrendiğimiz devasa Marshall DSL amfinin ve 4X12 Celestion Greenback hoparlör kabininden çıkıp salonda yankılanan sesin fotokopisini çekerek bir WAV dosyası yaratır. Bu WAV dosyasını bir IR yükleyicisi ile kaydınıza dahil ettiğinizde gitar tonunun karakteristiği tamamen değişir. DAW ile kullandığınız VST’ler veya tek başına çalıştırdığınız Amplitube veya Neural DSP plug-in yazılımları ile tonun üzerine IR yüklenebilir.
Pek çok YouTube kanalı bedava IR dosyaları veriyor. Biraz araştırma ile hatırı sayılır bir IR kolleksiyonuna sahip olursunuz. Zaten içlerinden de 3 yada en fazla 5 tanesini beğenip kullanırsınız. Deli gibi IR istiflemeyin. Ben yaptım ve hepsini deniycem diye kaybettiğim zamanın haddi hesabı yok. Yaratıcılığınıza da balta vurmayın.
CabSim Dünyasına Giriş
Cab Cabinet kelimesinin kısaltmasıdır ve hoparlör kabininin ismidir. Bazen amfiden daha pahalı, gitar frekansları veya amfi için özel tasarlanmış, ne kadar çok olursa o kadar iyi hoparlör sistemidir. Piyasada 10, 12, 14 inç çaplarında bulunur. Bunların iki, dört, altı veya sekiz tanesini bir kutu içine yerleştirdiğinizde çok farklı sesler alırsınız. Kutunun yapıldığı ağaç, kalınlığı, içinin döşemesi, geometrik şekli tona doğrudan etki eder. İşte cab sim dediğimiz elektronik olay bu hoparlör kutularını simüle eder. Tarihe geçmiş hoparlör kutuları vardır. 4 adet 12 inç Celestion hoparlör barındıran Marshall, 12 inç Warehouse hoparlör barındıran Fender Blues Junior kombo amfisi gibi pek çok efsanevi kabinet vardır. Elektronik olarak bunları elde edebiliyoruz. Şarkınızı kaydedip bitirdiniz ama gitar kısımları için cab sim kullanmadıysanız o kayıttan hayır beklemeyin.