Tarım Felsefeleri ve Permakültür

Filozoflar maaşlı bir işte çalışmadıkları için tarıma bile el atmışlar ve arazi kullanımı, paylaşımı konularında gevezelik çok yapmışlar. Vakitleri bol tabii. Bakalım bu felsefeler neler.

Faydacı (Utilitarian) Yaklaşım

Ahlaki olarak bir arazinin kullanımı insanlık için en fazla faydayı verecek biçimde yapılır.

Yani sonuçlar insanlar için ne kadar iyiyse, seçtiğimiz yolda o kadar doğrudur, tabii ahlaki sınırlar içerisinde.

Bu araziye ekin ekmek mi en fazla insanı doyurur, yoksa park yapmak mı en fazla insanı mutlu eder, fabrika yapılırsa mı en fazla insana iş sağlar. Diyelim ki belediye ortak bir alanın, otlağın, meranın nasıl kullanılması gerektiğine karar verecek, en fazla rüşveti verenin kararı uygulanıyor… şaka, şaka fabrika yapıyorlar istihdam sağlayacak diye, zaten onlar da en fazla rüşveti vermişti ama olsun ????

Endüstriyel tarım da verilen kararların çoğu da faydacı yaklaşım ile alınır. Daha doğrusu ekilecek ekinin o seneki getirisine göre.

Özgürlükçü (Libertarian) Yaklaşım

Bir kişi sahip olduğu arazinin kullanımında mutlak özgürlüğe sahiptir ta ki diğer insanların özgürlüğünü etkileyene kadar. Bu felsefenin yanlış bir felsefe olduğunu sonuçlarını gözlemleyince anlamışlar. Ekolojik felaketler olmuş.

Bu felsefe Faydacı Yaklaşım’a karşı çıkartılmış.

Buna rağmen ABD’de bu felsefe çok yaygındır. Araziye girilmez, gireni vururuz falan gibi levhaları filimlerden hatırlarsınız.

Eşitlikçi (Egalitarian) Yaklaşım

Özgürlükçü yaklaşım gelirin eşit dağılmaması ve insanların birbirine yardım etmemesine sebep olduğu için Eşitlikçi Yaklaşım ortaya atılmış.

Bu yaklaşımda herkesin eşit olarak gıda ve arazi ihtiyacı karşılanmalı deniyor. Ama bu toprak ve gıdayı kim karşılayacak?

Ekolojik Yaklaşım

İki temel felsefe ekolojik yaklaşımın kurulmasına yardım etmiş. Bunlar:

James Lovelock’ın Gaya Teorisi dünyanın yaşayan bir organizma olduğunu savunur ve üzerinde yaşayan canlıların buna saygı göstermesi beklenir.

Derin Ekoloji felsefesinde ise toplumların ve onların kültürlerinin yerel ekosistemdeki döngüler ve canlılar ile şekillenmesi gerektiğini savunur. Bir nevi Avatar filmindeki Naviler gibi.

Ayrıca Aldo Leopold’un arazi kullanımı felsefesi ekolojik yaklaşım taraftarları açısından benimsenmiştir. Aldo der ki “bir arazi işlenirken oradaki tüm canlılar, bunların birlikteliği, devamlılığı, ve güzelliği korunmalı”

Yukarıda anlattığım yaklaşımlar en kötüsünden en iyisine doğru sıralanmıştır.

Agricultural philosophy – Wikipedia adresini kaynak olarak kullandım.

Şimdi bakalım permakültür ne diyor. Permakültür bence bir bilim dalı ama felsefik yönü de yok değil. Etik ve prensiplerini burada yazmıştım.

Permakültür Yaklaşımı

Arazi sahiplenme olayı mevcut yönetimin kanunlarına göre zaten düzenleniyor. Bu konuda birey olarak yapabileceğimiz tek şey oyumuzu doğru kullanmak, o kadar.

Arazi üzerinde yapacağımız uygulamalar da yerel kurallara göre belirleniyor. Yani devlet açısından konuya bakacak olursak bu tamamen Faydacı Yaklaşım.

Fakat, zaten çiftlik olarak kullanılan bir arazide permakültür uygulayamazsın diye bir kural yok. Yani ister ticari, endüstriyel tarım yaparsın, ister permakültür bazlı yaşam kurarsın. Ya da permakültür esaslarında ticari tarım yaparsın.

Ama ilerleyen yıllarda yaşadığınız köy, mahalle statüsüne geçebilir. O zaman da permakültürü mahalle statüsü ile şekillendirebilmek mümkün. Yani permakültürü çaydanlığa koyarsan çaydanlığın şeklini, leğene koyarsan leğenin şeklini alır. Leğen büyüklüğünde çaydanlık bulunur mu bilemem ????

Permakültür insan hayatının ve evcil baktığımız hayvanlarımızın hayatını devam ettirebilmesi için doğal yöntemlerle enerji kaynaklarının kullanılması, desteklenmesi, geliştirilmesi ve büyütülmesi için bize gerekli olan akademik bilgiyi verirken, Dünyanın farklı yerlerinde yaşayan kültürlerin de yaptığı uygulamaları anlatıyor. Ayrıca bu bilgiyi yerel şartlara göre nasıl düzenlememiz gerektiği konusunda bizi aydınlatıyor. Uygulamaya geçildiğinde ise bir dizi soru cevap ile verdiğimiz kararların doğruluğunu da ispatlıyor.

Fotoğraf şu siteden alınmıştır

İlla bir felsefenin savunucusu mu olacağız, tarikat mı bu bağlanıp kalasın. İnsan bu konuda biraz fırıldak olmalı ya da kıvrak zekalı.

Joel Salatin arazisini teftişe gelen müfettişleri içeri almaz, Özgürlükçü felsefeyi savunur. Adamlar geri döner. Ama içeride permakültür ya da Ekolojik yaklaşım uygular. Eşitlikçi yaklaşımla çocuklarının her birine arazi vererek belli işleri yapmalarını sağlar, gelir dağılımını eşitlemeye çalışır. Bu işlerin hepsine kendi karar verdiği için Faydacı yaklaşım da diyebiliriz. Yani belli fesefelerin iyi taraflarını alıp ortaya bir karışık yapabiliyoruz. Permakültür de aslında tam olarak budur. Zamanın gereksinimlerine göre davranmak ve uygun olanı yapmak. Değişen ekolojik koşullara göre arazinin kullanımını da değiştirmek gerekir. Rüzgara karşı işemenin bir anlamı yok.

Joel Salatin

Permakültür bir bilim dalı dedik ya; insan yaptığı işlerin sonuçlarını ölçmeli, araştırma geliştirme yapmalı, uygulamada ki değişiklikleri not etmeli ve sonuçlarını iyi değerlendirmeli. Yeni bilgiye açık olmalı, yöntemi zamanında değiştirmeyi bilmeli. Bilimsel yaklaşımın olayı bu. Dünyanın düz olduğuna inanabilirsin ama zamanı gelince dünyanın yuvarlak olduğuna inanmak için gerekli verileri bir araya getirip evet yuvarlakmış diyebilmeli insan. Gerçi dünyanın da çok umurunda değil senin ne düşündüğün ama olsun.

Posted in Permakültür, Türkçe and tagged , , , , , , .

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.