Hangi Tohum?

Bahçemde yetiştireceğim yıllık bitkilerin tohumları benim için çok önemlidir. Geçmişini bilmek, tadına, şekline sadık bir ürün yetiştirmek isterim.

Başlangıç olarak eğer mümkünse organik tohum olmasına dikkat ederim. Organik olması, üzerinde hiç bir kimyasal kalıntı, ilaç vesaire olmamasına yarıyor.

Mısır ve soya haricinde dükkanlardan aldığımız tohumların genetiğinin değiştirilmiş olmadığına kanaat getirdim. GDO tohum almak ancak ticari üreticiyseniz ve belirli tedarikçilerden alıyorsanız mümkün. Hem pahalı, hem de perakende satışı yok denecek kadar az. Zaten GDO tohum satın alırken belli bir sözleşme imzalanır ve o tohumun nasıl yetiştirileceğine dair ilaçlama ve gübreleme planlarına uymanız ve bunları da aynı firmadan almanız gerekmektedir. Alan ve satan kişinin kayıtları tutulur. Tohum firmalarının takas usulü çalışan gruplara olan garezlerinden bir tanesi de kendi tohumlarının kayıtsız kuyutsuz ortalıkta gezme ihtimalinden dolayıdır. Çünkü bu tohumların Ar-Ge işleri için harcadıkları para muazzam miktarlardadır ve gelirlerinin bu şekilde azalmasını istemezler.

Doğal tohumların bir kaç çeşidi var. Bu çeşitlere bir bakalım.

Doğal Tozlaşan Tohumlar

Yurt dışında bahsedilen bir tohum tipi Open Pollinated (Doğal Tozlaşan) denen tozlaşmanın böcekler, rüzgar, kuşlar gibi doğal yollardan olduğu türlerdir. Bu tohumların gen çeşitliliği çok yüksektir. Ayrıca sürekli aynı bölgede yıllar boyu ekildiği için adaptasyonu çok iyidir. Ama gen çeşitliliğinin yüksek olması nedeniyle tohumların aynı ürünü vermesi garanti edilemez, ufak tefek değişiklikler olabilir ve bu değişiklikler genelde tohumun üretildiği coğrafyanın dışına çıkması ve yeni bölgenin şartlarına uyum sağlamaya çalışmasından kaynaklanır. Örneğin 20 çeşit fasulyeyi karıştırıp aynı tarlaya ekerseniz ve 5 yıl içinde sarmaşık gibi uzayanları söküp, bodur olanlarını bırakırsanız, elinizde “bodur özelliği” ortaya çıkartılmış bir fasulye tohumu olur. Bu doğal tozlaşma olayı, tohumun ortama adapte olmasını hızlandırır.

Atalık Tohumlar

Atalık tohumlar ecnebilerin “heirloom” dediği tohumlardır. Bu tohumlar 50-100 senelik belki de daha uzun zamandır tarımı yapılan, her ekildiğinde aynı ürünü veren, karakteristikleri oturmuş ve isimlendirilmiş türlerdir. Genelde bir sülale içinde nesilden nesile aktarılan veya bir kerpiç evin duvarları arasında bulunan tohumlardır. Atalarımızdan bize kalmış yadigar tohumlardır. Benim elimde atalarımdan kalan bir mısır ve bir fasulye var bu şekilde. Başka birisinden elde ettiğiniz atalık tohumun geçmişini tam olarak bilemeyeceğiniz için en az iki sene yetiştirip tohum toplamanız ve aldığınız ürünün orijinal olduğundan emin olmanız gerek. Doğal tozlaşma metodu ile üretilmiş tohumlardan elde edip 5 yıl dikerseniz atalık tohum elde edersiniz.

Doğal tozlaşan ve atalık tohumların herhangi bir sertifika sistemi yoktur ve olmamalıdır da. Burada karşılıklı güven ve tohumların tekrardan saklanıp ekilmesi yöntemi ile doğruluğu kanıtlanır. Her çiftçi ister ticari olsun ister hobi, kendi tohumunu saklamalı ve ekmelidir.

Hibrit Tohumlar

Hibrit tohumlar F1 koduyla kodlanır ve aynı familyaya mensup iki farklı tip bitkinin çaprazlanarak üretilmesinden elde edilir. Anaç olarak kullanılan türler ticari sırdır. Ticari amaçlı ve yüksek miktarda üretilirler ve genelde seracılık yapan çiftçiler tercih eder çünkü bir F1 tohumun üretkenliği anaçlarının üretkenliğinden çok daha fazladır. Tabi bu üretimdeki fazlalık sadece tohumun ilk nesli için geçerlidir. F1 diktiğiniz tohumdan çıkan ürünü tekrar tohum olarak saklayıp dikerseniz, eciş bücüş bir şey ortaya çıkacaktır. Hibrit tohumlar ticari amaçlı üretildiği için genelde yeşil veya kırmızı renkli ilaçlarla yıkanır ve boyanır ki bozulma olmasın. Bence F1’den elde edilen tohumlar bir gıda ormanına ekilebilir ve tohumların bir kaç sene içinde normalize olması sağlanarak eski türlere dönülebilir ama satış amaçlı olmaz.

Endemik Tohumlar

Atalık ve açıkta polenlenen tohumlar dışında bir de “Landrace” tabir edilen endemik türler, sadece belli bir bölgede yetişen, aynı familyadan başka türlerle karışmamış ve bölgeye çok iyi adapte olmuş tohumlar vardır. Bunlar genelde o bölge dışında başka bir yerde yetişmez. Familyanın diğer türlerinden yüzyıllardır izole oldukları için de artık aynı familyadan bile sayılmazlar. Endemik türler genetik açıdan bir altın değerindedir ve tohum koleksiyoncuları tarafından çok rağbet görür. Endemik tohumlar ticari olarak satılacak düzeyde ürün çıkartmaz ve zaman zaman tadı, görüntüsü iyi olmayan meyveler de verebilir ama zaten endemik tohumların kullanılma metodu bu değil. Endemik tohumların gen çeşitliliği kullanılarak, ıslah çalışmalarında, yeni tür bitkilerin üretilmesi ve belli özelliklerin ortaya çıkması için kullanılır. Hibrit tohum üretmek için de kullanılabilir. Örneğin İtalya’da bulunan bir endemik lahana türü günümüz brokolisi ile çaprazlanarak tadı ve aroması daha güzel, yeni bir çeşit burukali elde edilmiş.

Endemik tohum olduğu gibi endemik hayvanlarda mevcuttur ki Anadolu’da kedisinden ineğine, tekesinden yılanına pek çok endemik hayvan vardır.

Gördüğünüz gibi ister hobi olsun ister ticari, tohum seçimi çok önemli. Gıda üretim sisteminin sürdürülebilirliği için tohum firmalarının bağımlılığından kurtulmak gerekiyor. Tohum bağımlılığını kırdığınızda ilaç ve sentetik gübre bağını da kırmış oluyorsunuz.

Kaynaklar

http://blog.seedsavers.org/blog/open-pollinated-heirloom-and-hybrid-seeds

https://en.wikipedia.org/wiki/Landrace

Posted in Permakültür, Türkçe and tagged , , .

One Comment

  1. Pingback: Doğal Tarım Bir İlüzyon Mu? – Gürkan Yeniçeri

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.