Spor Yaralanmaları

50 yaşıma az kaldı.

Bugün 16-25 yaş arasındaki okuyucularıma seslenmek istiyorum.

Konumuz spor ve yaralanma ile ilgili. Vücut geliştirme, futbol, karate, judo, jiu jitsu vesaire gibi sporları yaparken ne gibi hasarlar alıyoruz ve bunlar ileride hayatımıza ne gibi problemler çıkartıyor bakalım.

Ortaokulda Judo yapıyordum. Lisede Karate ve Tayland Boksu ile ilgilendim ve karatede milli takıma kadar çıktım. Üniversitede Taekwondo takımına girdim. Lise de ayrıca Aikido yaptım ve ikinci dana çıktım. Gittiğim her yerde önce Aikido salonu nerede diye bakarım.

Futbol hiç oynamadım. 1983 yılında mahalleden bütün çocuklar toplanıp, Altunizade’deki Vezir Spora gidip futbola yazılmak istemiştik. Herkes 73 doğumlu bir tek ben 74. Dediler, sen önümüzdeki sene gel. Ağlaya ağlaya, salya sümük eve geri döndüm. O gün futbol kariyerim bitmişti. Allah razı olsun o hocadan.

Tavsiyem eğer bu işten para kazanmıyorsanız ya da milli seviyede yarışmıyorsanız kendinizi fazla zorlamayın. Eğer profesyonelseniz ve milli yarışıyorsanız o zaman masör, sponsor, doktor gibi imkânları sonuna kadar kullanın ve vücudunuzu iyi dinleyin.

Neden?

Ben bu sporları yaparken hiç ciddi yaralanmadım yani kan akacak, kemik kırılacak seviyede bir kaza olmadı. Ama 40 yaşıma bastığım gün dizler kendini koyverdi. İki omuzumda da belli mobilite sorunları var. Maçlar sırasında yediğim yumruklardan burnum da biraz kaydı. Makivara çalışmaları yüzünden parmaklarım eciş bücüş ve yumruk kemiklerim iyicene deforme oldu. Belim de kas olarak güçlü ama eklemlerde bir tuhaflık var; yanlış oturursam ağrı yapıyor.

Hastaneye taşıdığım arkadaşım çok ama. Burnu kırılan, kolu kırılan, baygın halde yatan çok arkadaşımı hastaneye taşıdım.

Bir arkadaşımın oğlu Brezilya Jiu Jitsu yaparken kolunu kırmıştı. Dedim milli seviyede dövüşecek misin? Ya da bir budist manastırı yararına kafes dövüşüne katılacak mısın? Cevap “hayır”. Eee o zaman bu sporu hangi amaçla yapıyorsun? Bu kadar zorlamanın sebebi ne? Gençken tabii adrenalin fazlasını bir yerlere kanalize etmek şart ama bunu yaparken de kalıcı hasar almayalım, değil mi?

Başka bir arkadaşım Judo yaparken dizini parçaladı. Robocop gibi gezdi aylarca. Titanyum demirler çıkınca bile normal yürüyemedi.

Hafta sonları halı sahada maça giden arkadaşım her maçtan sonra aldığı yaraları gösterirdi. Yav ben karate yapıyorum bu kadar yaralanmıyorum derdim. Adam sanki birinci dünya savaşındaki siperlerden çıkmış gibiydi. Halının üstünde iyi kayabiliyorsun ama hamam tellağı gibi derini de alıp götürüyor.

Diğer bir arkadaşım vücut geliştirme yapıyordu ve bir kaç yarışmada madalya dahi aldı. Ama yaşlandığında doğru biçimde zayıflamadığı için her yeri sarkdı. Çarşaf diye yatak üstüne gerersin yani, o derece.

Bu örnekler çoğaltılabilir.

Gençliğimde vücut olarak biraz kendimi hor kullandığım için yaşlandıkça bir sürü problem çıkmaya başladı ve ağrıyı hissettiğimde o hasarı aldığım sahne tam olarak gözümün önüne geliyor. Yanlış bir düşme, geç yapılmış bir blok, ya da antrenman sırasında salona gelen bir kız yüzünden uçan tekme denemesi.

Gençken yaralanıp iyileşince olay bitiyor(mu). En fazla bir ay sürer. Ama yaşlandıkça o hasarın aslında geçmediğini ve yanlış hareketler yapınca ortaya çıktığını görüyorsunuz. Özellikle eklem ve derin kas zedelenmeleri.

Doğru dürüst bir hocanız ve kulüp masörünüz de olmadığı için o iyileştiğini zannettiğiniz arazın üstüne başka zamanlarda tekrar güç biniyor ve ağrı, problem geri geliyor.

Yaptığım sporlar arasında Aikido en tehlikeli olanı. Ama doğru yapıldığında en tehlikesiz olanı da o. O yüzden her türlü sporu geride bıraktım ama Aikido’yu bırakamadım. Son bir kaç yıldır yapamıyorum ama tekrar geri döneceğim. Oğlanın büyümesini bekliyorum.

Bu işlerden profesyonel olarak para kazanmıyorsanız, milli seviyede dövüşmeyecekseniz kendinizi fazla zorlamayın. Ayrıca politik oyunlar, özellikle karate camiasında dönen oyunlar zaten sizi bıktırır. Sen tartılmak için sıra beklerken başkaları tartılmadan maça çıkar, en basitinden. FIFA’dan daha beter bu camia.

Sonuç olarak bu vücutla yaşadığınız tek hayat bu. Ona ne kadar iyi bakarsanız, hayatınız da o kadar sorunsuz geçer. Bu sporları yapın, yapmayın demiyorum ama vücudunuza da çok iyi bakın. Cimnastik, yüzme, hafif egzersizler, koşu, vücut ağırlığı ile idman, raketli sporlar yaparak ve Agop’un Kazı gibi yemeden yaşlanarak çok daha kaliteli bir hayatınız olacağına inanıyorum.

Sağlıcakla…

Posted in Permakültür, Türkçe and tagged , , .

3 Comments

  1. Vallahi haklısınız sanırım. Ben de 45 yaşından sonra kick boksa başladım,sonra krav maga yaptım toplamda hepsi 2-3 yıl sürdü. Antrenmanlar sırasında standart mekik başta olmak üzere her türlü ısınma hareketini çok zorluyordum,sonra birbirini yere atmalar falan ve maalesef bel fıtığı oluştu 2 yıl idare ettim, bu yıl başında da tamamen patladı fıtık, sol ayak kilitlendi mecburen ameliyat oldum. Yaş 56 aklım hala kick boksta ama olmayacak gibi artık. Dediğiniz gibi başta çok zorlamasaydım belki böyle sıkıntılar olmazdı. Kurs hocalarının da belli yaş grubunun hareketlerine daha dikkatli yaklaşmaları lazım…Selamlar..

  2. Pingback: Buzlu Küvete Dalmak ve Nefes Kontrolü

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.