Açık Kaynak Tohum İnsiyatifi – AKTİ

Amerikan sosyolojist Jack Kloppenburg 1990 yılında bilimsel araştırmalara dayanarak First the Seed isminde bir kitap yazar. 2000 yılında kitabın ikinci baskısı çıkar. Kitap 1492’den bu yana “tohum egemenliği” konusunu, 20. Yüzyılın modern bitki ıslahı tekniklerine, tarım biyo-teknolojisi alanında “fikri mülkiyet haklarına” ve patentli tohumlara kadar irdeler.

Jack Kloppenburg

Tohum endüstrisinin tarım ürünleri üzerindeki yasal yaptırımının küresel sonuçlarına çok iyi ışık tutmuş ve mevcut gidişatın gelecekte bir bilim kurgu romanı gibi olacağını söylemiştir.

Tarlasını eken bir çiftçinin, robot polisler tarafından, patentli tohumu yanlışlıkla izinsiz kullandığı için darma-duman edileceğini düşünebiliyorum.

1970’lerde Pat Roy Mooney ve Cary Fowler tohumların özel veya tüzel kişiler tarafından sahiplenmesi konularına kafa yormuşlar fakat zamanında pek ciddiye alınmamışlar. Vizyon sahibi ve ileri görüşlü bu iki insanın çalışmalarını Jack Kloppenburg devam ettirmiş ve konunun ciddiyetini bir kere daha ortaya koymuştur.

Açıkçası bahçemde ektiğim domatesin, soğanın patentli olmamasını, genetiği değiştirilmiş veya hibrit olmamasına çok dikkat ediyorum. Atalık tohumdan başka tohum ekmem.

Jack, çiftçilerin, bahçecilerin, yeni tür gıda bitkileri üretenlerin “çalışma özgürlüklerinin” ellerinden gittiğine ve herkesi bu özgürlüklerin geri alınması için mücadeleye çağırmaktadır.

Her ne kadar Bayer/Monsanto, DuPont ve patentli tohum karşıtı bir hareket olsa da bu kurumların yaptığı işleri kısıtlayamıyorsunuz. Onlar gene bildiğini yapıyor.

Yapılabilecek en iyi şey ise aynen bilgisayar endüstrisindeki Linux gibi açık kaynak prensiplerini “tohum” olayına taşımak ve belli genetik kaynakları ve atalık tohumları kullanarak bir lisanslama sistemi geliştirmek ve üretilen tohumların hiç bir zaman bir özel veya tüzel kişiye patentlenmemesini sağlamak olacaktı.

Bu fikirlerden yola çıkarak 1999 yılında Thomas Michaels, Genel Halka Açık Lisans olayını bitki germ plazması (General Public License for Plant Germplasm – GPLPG) uyarlamış ve yeni türlerin geliştirmesini yapan kişiler tarafından kullanılmasını sağlamış. Böylece GPLPG lisanslı iki bitkiden üretilen yeni bitki de otomatikman GPLPG lisansına sahip olup korunmuş oluyor.

2012 yılında AKTİ, Jack Kloppenburg ve arkadaşları tarafından kuruluyor ve 36 adet açık kaynak tohumla işe başlıyorlar. AKTİ yukarıda bahsettiğim GPLPG lisansından biraz daha değişik olarak tohumları kullanan kişilerin bir and içerek, hiç kimseyi veya kuruluşu kısıtlamamalarını istiyor. AKTİ tohumlarını ve bu tohumlardan üretilen hibritlerin hiç kimse tarafından patentlenememesini sağlıyor. Yani tohumu patentlemek dışında istediğiniz her şeyi yapabiliyorsunuz ve buna ticari satmak da dahil.

2015 yılında Uluslararası Uzay İstasyonunda “Outredgeous” ismindeki AKTİ marulu yetiştirilip astronotlar tarafından yenmiş.

2017 yılında 50 bitkinin 375 çeşit varyasyonu ile 36 tohum ıslahçısı ve 46 tohum firmasıyla çalışmışlar ve tohumların her isteyene ulaştırılması için çabalıyorlar.

Ülkemizde ise agaclar.net forumlarında ve FB üzerinde tohum takas grupları var. Bunlardan en güvendiğim grup ise Ulusal Tohum Takas Merkezi ve Ali Özırmak beyin çalışmaları. Atalık tohumlarımız ve Anadolu’da ki genetik çeşitliliğimiz yüzyıllar sonraki nesillere aktarıldığında bu grupların vasıtası ile olmuş olacak.

Sonuç olarak atalık tohumlarımızın farkına varmak, bunların yetiştirilmesi, saklanması ve nesilden nesile aktarılması için çalışma yapmak ve değerlerimizin kaybolmaması için uğraşmak şart. Çünkü bu işi bizden başka hiç kimse hakkını vererek yapamaz.

Posted in Permakültür, Türkçe and tagged , , .

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.