Plastik Ne Kadar Güvenli

Plastik hayatımızın her aşamasında bizimle artık iç içe olmuş bir madde. Nereye elinizi atsanız, ne satın alsanız hayatımıza giriyor. Günümüzde bir balık restoranında balık veya midye yeseniz bile içinde plastik parçacıkları olduğunu bilin.

Petrolün bulunmasıyla birlikte organik polimerlerin elastik ve kolay şekil alabilme özelliği ortaya çıkınca endüstride hemen yer edinmiş plastik. Elastik polimer Yunanca “plastikos” kelimesinden gelen “plastik” ismini almış. Alexander Parkes isimli bilim insanı ilk olarak 1862’de “parkesine” isimli bir plastik yaratarak tarihe geçmiş. Daha sonra 1872’de “PVC“, 1893 yılında “galalit” ve 1900’lerin başında da “bakalit” ortaya çıkmış. 1941 yılında “PET“, 1954’te “polypropylene” bulunmuş.

Polimerler monomerlerin bir araya gelmesi ile oluşuyor. Hemen hemen tüm plastik ürünler de monomer seviyesinde kırılma yapabiliyor. Örneğin BPA (bispheol A) denilen plastik polimeri ısıtıldığı zaman ortama monomerlerini salıyor. Bunlar organik bileşikler olduğu için, eğer vücudumuza girerse; vücut bunları hormon bezlerini tetikleyen kimyasallar olarak algılıyor. Sonuç olarak BPA, östrojen hormonuna benzer bir kimyasal salarak vücutta insülin bağışıklığı ile TİP2 şeker hastalığına ve bu hastalığa bağlı olarak kalp rahatsızlıklarına kadar gidebiliyor. Miktarın fazla olmasına da gerek yok çünkü vücudumuzda ki hormonal denge (endokrin sistemi) molekül seviyesinde çalışıyor. Bir molekül BPA monomeri vücudumuza girse bile hormon sistemi harekete geçiyor. Astım, obezite, kızlarda erken olgunlaşma, kısırlık, rahim kanseri, sinir sisteminin gelişememesi, erkek çocuklarda göğüs büyümesi gibi pek çok rahatsızlığın sebebi olarak görülüyor. 2010 yılında Amerika Birleşik Devletlerinin Gıda ve İlaç Yönetimi kurulu BPA hakkında araştırma yapılması için $30 milyon harcamış.

Plastik kolayca geri dönüştürülebilir ama haddinden fazla üretildiği için çok fazla arz var. Bir de tabii geri dönüştürmek, üretmekten pahalı. Hal böyle olunca çöp olarak atıl biçimde çok fazla plastik doğada bulunuyor.

2050 yılında deniz ve okyanuslarda balıktan daha fazla plastik olacağı öngörülmüş.

Zaten bir de okyanuslarda gezen bir plastik adası var ve gün geçtikçe büyüyor. Hatta üzerinde yaşayan canlılarla bir eko sistem haline gelmiş ve Great Pacific Garbage Patch olarak isimlendirilmiş. 1,8 trilyon parça plastik ve 80,000 ton ağırılığında olduğu sanılıyor. Bu adadan çıkartılan bir plastik kasa 1977 yılında üretilmiş. Farkında değiliz ama durum sandığımızdan daha da vahim.

Ben ırımtüzen sistemimi kurarken plastik konusunda epey araştırmıştım. HDPE gibi sıkıştırılmış polietilen plastiklerin ve PVC boruların suya herhangi bir kimyasal salıp salmadığını bulmaya çalıştım. Aşağıda linkini de verdiğim araştırma tezinden alıntı olarak:

“In addition, we tested a variety of resins (including PE- and PP-based resins; Table 3), antioxidants [see Supplemental Material, Table 3 (doi:10.1289/ehp.1003220)], and other additives or processing agents (see Supplemental Material, Table 4) identified by our laboratory as being free of detectable EA and hence possibly suitable for use to produce final products that would be EA free even after exposure to common-use stresses.”

“PE, PP gibi plastik ve polimerler ile bunların birbirine yapışmasında kullanılan katkı maddeleri ve işleme kimyasalları, normal kullanım şartlarında, ortama EA (östrojen aktivite benzeri kimyasal) salmamaktadır” diyor.

Ancak içinde tuzlu su bulunan ve ultra-viyole ışına maruz kalanlar EA salmış. Yani güneş ışığı veya mikrodalga ışınlarına maruz kalan ve içinde çok tuzlu su bulunan plastikler tehlikeli kimyasalları ortama salıyor diyor, aynı araştırma. Sırf BPA değil, zararsız olarak sınıflandırılan başka kimyasallarda ki bunlar da EA kategorisine giriyor; ortama salındığı anlaşılmış. O tupperware denilen plastikleri mikrodalgada kullanırken biraz daha dikkatli olmanızı öneririm.

Bu yüzden HDPE’den yapılmış IBC tanklarının koyu renkli boya ile dışardan boyanması veya güneş ışınlarından korunabilmesi için izole edilmesi şart. Bence ırımtüzen için en iyi malzeme cam elyafından yapılmış tank ve sebze yataklarıdır. Beton tank ve yataklar da olgunlaştıktan sonra kullanılabilir.

“BPA İçermez” ibaresi taşıyan pek çok plastik ürün örneğin Bisphenol-S (BPS) içeriyor. BPS araştırmacıların dediğine göre, belki de BPA’dan daha zararlı. O kadar küçük miktarlarda test edilmesine rağmen EA etkisi yaptığı anlaşılmış. Beyin ve sinir sisteminin gelişmesine, hormonal dengelerin alt üst olmasına neden oluyor BPS.

Tabii BASF ve Dow Chemicals gibi firmaların bu işten ekmek yediğini göz önüne alırsak bu tür araştırmaların neden az yapıldığını, yapılsa bile halkın gözü önüne neden serilmediğini anlayabiliriz.

Plastik ürünlerin numaraları var. Bu numaralara göre iyi mi kötü mü olduğuna karar verebilirsiniz. Ama önce benim diyeceklerimi bir dinleyin.

1 numaralı plastik Polietilen Terefitalat yani PET şişeler. Toksik metallerden antimony salabiliyor.

2 numaralı plastik yüksek yoğunluklu polietilen yani HDPE dediğimiz kalın plastik kesme tahtası, süt bidonları, şampuan kutuları. En az zararlı olan plastik olmasına rağmen, yukarıda da dediğim gibi tuzlu su ve güneş ışığı ile hormon sistemini alt üst eden kimyasalları salıyor.

3 numaralı plastik polivinil kılorit yani PVC. Bu plastik DEHP denilen toksik kimyasalı barındırıyor. Bir tür fitalat olan DEHP cinsiyet değiştirmede kullanılıyor. Evlerde taban kaplaması olarak PVC’den yapılmış materyaller kullanılıyor. PVC ayrıca alerji, astım ve otizm ile de ilişkilendirilmiş.

4 numaralı plastik düşük yoğunluklu polietilen yani LDPE. Pazar torbaları, çöp torbaları, pek çok ambalaj naylonu gibi pek çok yerde kullanılıyor. BPA içermemesine rağmen ısıtıldığında östrojen hormonunu harekete geçiren kimyasallar saldığı bilimsel olarak ispatlanmış.

5 numaralı plastik polipropilen, yoğurt kutusu, ilaç paketleri, ince yemek kutuları gibi pek çok yerde kullanılıyor. Daha önce ısı ile kimyasal salmadığı söylenmiş olsa da en az iki farklı kimyasal saldığı ispatlanmış.

6 numaralı plastik polistiren yani bildiğimiz strofor. Ana maddesi Stiren zaten sinir sistemini kötü yönde etkiliyor kanser yaptığı biliniyor. Polistiren kaplarda sıcak gıda tüketmek çok daha tehlikeli.

7 numaralı plastik ne-idüğü belirsiz plastikler; artık Allah ne verdiyse dayıyorlar. Altında 7 numarası olan plastikten bir şeyler içiyorsanız, boynunuza yağlı urganı geçirip sallanın daha iyi. Hiç olmazsa acı çekmezsiniz.

Plastik Kullanımını Azaltmak

Peki ama plastik kullanımımızı nasıl azaltacağız. Biraz planlı programlı davranarak plastik kullanımını oldukça azaltmak mümkün.

Öncelikle nerede plastik kullanıyorsunuz bir bakalım.

Ben her gün kahve içiyorum. Kullandığım kahve fincanı seramik ama plastik bir kapağı var. Her gün kağıt kaplardan alsaydım, içindeki kaplama yüzünden bir sürü kimyasalı da içiyor olacaktım ve çevre de kirlenecekti.

Alışverişlerde naylon torba yerine tekrar kullanılabilir torbalarım var. Bunlar da plastik gibi bir şey ama daha uzun süre gittiği için daha iyi diyebiliriz. İp file veya kesekağıdı olsa daha iyi olurdu.

Streç film yerine balmumu kaplı bezler kullanılabilir. Bu henüz yapamadığım bir şey ama yakında yapacağım.

Yemek alırken plastik çatal, kaşık istemiyorum. Ayrıca kendi cam kabımla gidip yemek alıyorum. Kendi metal çatal kaşığım var ofisde.

Metal meyve suyu içme çubukları plastikler yerine alternatif olabilir. Temizlemesi zor olsa da çevreye yararı tartışılmaz.

Metal çubuklar ve temizleme fırçası

Gıda satın alma olayında toptan almaya ve kendi çuvalınızı, kutunuzu götürmeye özen göstersek hem çevreye hem de aile ekonomisine katkıda olurduk.

PET şişede su satın almak yerine metal bir suluk taşımak çok daha sağlıklı.

Kazak, mont alırken polar yerine yün ve deri olanlarını tercih edin.

Gömlek ve tişört için %100 pamuklu materyal tercih edin. Polyester veya elyaf da plastiktir.

Yorgan yastık için elyaf ve ördek tüyü yerine yün, bambu veya pamuk olanlarını alın. Ördek tüyü plastik değil ama o hayvanların çektiğini bir bilseniz!

Sonuç olarak farkındalık yaratarak başlayabilir ve evinizdeki plastiklerin bir listesini yapıp nasıl değiştireceğinizi düşünebilirsiniz. Her şeyi değiştiremeyiz ama plastik kullanımını ne kadar değiştirsek kardır.

Kaynaklar

https://en.wikipedia.org/wiki/Plastic

https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3222987/

http://articles.latimes.com/2010/jan/16/nation/la-na-fda-bpa16-2010jan16

BPA Free Plastic

https://articles.mercola.com/sites/articles/archive/2013/04/11/plastic-use.aspx

Posted in Permakültür, Türkçe and tagged , .

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.