Sonbahar ve Kış 2013

Evet, bir peynir sezonunu daha kapattık. Bu sene işlerimin yoğun olması nedeni ile gelen sütün çoğunu taze olarak tükettik. Zaten evden uzak olunca fazla birşey yapılmıyor. Sydney’de iş bulduktan sonra sadece hafta sonları Canberra’da oluyordum ve peynir yapacak zaman neredeyse yoktu. Araya sıkıştırdığım beyaz peynirler, bir kaç camembert ve bir mavi küflü peynir o kadar.

İstatistiklerden gördüğüm kadarı ile Çeçil peyniri en öne çıkmış. Beyaz peynir ve Sucuk tariflerinden sonra bu peynirin öne çıkması güzel. Demek ki peynir yapan kişiler farklı peynirleri de denemeye başladılar. Çeçil peynirinin uzatma katlama aşaması için bir video çekmeyi düşünüyorum.

Bu kış peynir dolaplarımı elden geçireceğim. Dolapların iyice temizlenmesi gerekiyor. Sıcaklık ve nem ayarlarının kontrolü ve temizlenmesi var. Kalan peynirleri rendeleyip pizza ve çorbalarda kullanacağız.

İşe güce konsantre olunca hobiler de biraz geri planda kaldı. Güney Yarımküre de Sonbahar ve Kış mevsimine doğru giderken, kışlık ekilecek şeyleri de nihayet ektim. Ön tarafa 3 adet daha sebze bahçesi yaptım. Kompost bidonlarından çıkan kompost, yaprak küfü, ağaç dalları, mantar kompostu ile bir toprak hazırlayıp yerleştirdim. Üzerine Brüksel lahanası, brokoli, ıspanak ve Çinlilerin dükkanından aldığım hardal gibi bir şey ektim. Çin marketlerinde gezerken ilginç tohumlara rastlıyorum. Tabii hemen alıp denemek gerekiyor 🙂

Evin önünde işgal ettiğim alan ve 3 yeni sebze yetiştirme bölümü

Buradaki toprak su-fobik. Ne kadar sularsan sula, alt tarafa su geçmiyor. Organik maddeyi arttırarak ve çeşitli sulu gübreler kullanarak buradaki toprağı rehabilite etmeyi deneyeceğiz. Zamanla olacak bir şey. Ayrıca eğimli bir yüzey olduğu için enlemesine hendekler açıp içlerini ağaç dalları ile doldurdum. Bir nevi mikro-hügelkultur oldu yani.

Bu sene yetiştireceğim ilginç bir sebze Romanesko Brokoli. Başarılı olabilirsem şöyle bir şey olacak.

Benim gibi yazılım mühendisi bir adamın bu sebzeyi yetiştirmesi kaçınılmaz. Zaten tohum paketini görünce hemen atladım üzerine. Altın Oran, fraktal, fibonacci her şey var bunda :-), geometri dersi gibi sebze.

Arka tarafda ise patateslerden kalan yere sarımsak ve bezelye diğer bir alana da havuç ektim. Maydanoz, bazil, dere otu zaten her yerden çıkıyor. Patateslerin yerine, arkada görülen saman balyalarını, at gübresi, patateslerin ve domateslerin bitkilerini karıştırarak harmanlayıp bir tepe yaptım. En yeşilleri en alta gelecek biçimde bir tepe oldu. Tepenin bir tarafına sarımsak diğer tarafına kış bezelyesi ektim.

Böyleydi…
Böyle oldu, yandaki saksılarda ise soğan tohumları var.

Kış mevsimine yaklaşırken topladığımız patateslerin yarısı kullanıldı. Kırmızı elmalar bitti, yeşil elmalar ise yarısı bitti diğer yarısı henüz ağacın üzerinde duruyor. Bahçede semiz otu, Pak Choi isminde bir Çin sebzesi ve bazı marullar hala duruyor. Tohuma gidip serpilsinler diye bıraktım.

Geoff Lawton’un hazırladığı Şehirde Permakültür (Urban Permaculture: The Micro Space) videosunu seyrettikten sonra toplam 64 metrekarede neler yapılabileceğini daha iyi kavradım. Benim alanım biraz daha geniş. Demekki daha fazla yapmam lazım. Tabii çok iyi mikro yönetim gerektiriyor. Meyva ağaçlarının budanması, yiyecek ormanı mantığı ile her bitkinin toprağa malç olarak dönmesi, yağmur suyunun depolanması güneşin yönüne göre tasarlanmış bir permakültür bahçesi; inanılmaz biçimde ürün veriyor.

Arılardan bu sene bal almıyorum. Toplam iki petek almıştım ama gazetelerde çıkan haberlerle anladım ki bu sene bizim buradaki şehir arıcıları da hiç bal alamamışlar, sebebi yağış olmadığı için açmayan okaliptus ağaçları. Bu sene kendi hallerine bırakıyorum. Yeşil kovandaki genç koloniyi iyice besledim. Girişleri daralttım. Şu anda herkes mutlu görünüyor. Bakalım kışı nasıl geçirecekler. Sonbahar ortasına geldik ama havalar oldukça iyi gidiyor. Halen daha polen akımı var.

Langstroth, 4 katlı olarak kışa giriyor
Langstroth kovanıma Perone usulü bakıyorum. Katlar sürekli kalacak. Alttaki iki kata dokunmuyorum. Belki ek olarak bir kraliçe teli koyabilirim. Şu anda en üst katta bile yumurta var. Zamanla kraliçenin aşağıya ineceğini tahmin ediyorum.

Beyaz kovan 

Beyaz kovanımız bahçenin en az güneş alan yerinde. Buna rağmen en erken bunlar kalkıyor. Şu anda balları sırlamaya başladılar. Kovanın etrafı çok güzel kokuyor. Bu kış çatısını tekrar boyamam gerekecek. Yerdeki plastik kutuda arılar için su ve üzerinde şişe mantarları var.

Yeşil kovan
Yeşil kovan kışı geçirip bahara çıkabilecek mi bilmiyorum. Beslemesini yaptım. Yerini sıkıştırıp, deliklerini daralttım. Durumu iyi gözüküyor. Kovanın izolasyonu iyi. Anasını da nihayet son kontrollerde gördüm. Sağlıklı bir anası var. Sürekli güneş gören bir yerde duruyor ve soğuk havalarda bile aktif.
İşte böyle sevgili okuyucum. Sen neler yaptın, kış mevsimini nasıl geçireceksin?
Posted in Permakültür, Türkçe and tagged .

One Comment

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.